27 Kasım 2011 Pazar
23 Kasım 2011 Çarşamba
bana gölgesi olmayan bir otobüse bilet kes. yol mühim değil. bu seyir defterinde hiçbir cümle firardan korkmasın istiyorum. saatlerin her çarpışmasında, sanki olağan bir kaza değilmiş ve rakamların sis farlarını tuzla buz etmemiş gibi, bir batıla can üflüyorum. yol mühim değil. gözyaşım avcumun kıvrımlarında biriksin ve bir exocoetus belirsin ansızın, bir avcumdan diğer avcuma uçsun istiyorum.
olmaz mı ki?
20 Kasım 2011 Pazar
9 Kasım 2011 Çarşamba
Zorba /Nikos Kazancakis
* biz dev gibi bir ağacın ufacık bir yaprağı üzerindeki küçük küçük kurtçuklarız Zorba.bu küçücük yaprağımızın üstünde sürünüyor ve onu hırsla araştırıyoruz.kokluyoruz.bize güzel kokuyor ya da kötü kötü kokuyor.tadına bakıyoruz.yenilebilir buluyoruz.vuruyoruz,sanki canlı bir şeymiş gibi çığlıklar atıyor.en korkusuz olan insanlar yaprağın ucuna kadar varıyorlar; bu uçtan gözlerimizle kulaklarımız açık olduğu halde kaosa eğiliyoruz.ürperiyoruz.altımızdaki korkunç uçurumu görüyor,dev ağacın öteki yapraklarının çıkardığı gürültüyü uzaktan uzağa duyuyor, özsuyunun köklerinden yükselip kalbimizi kabarttığını kavrıyoruz.böyle uçuruma eğilmiş bir halde de bedenimiz ve bütün ruhumuzla korkunun içimizi kapladığını anlıyoruz.ondan sonra artık şey başlar.
- ne başlar, neden sustun?
büyük tehlike başlar Zorba.bazılarının başı dönüp sayıklar,bazıları korkup yüreklerini sağlamlaştıracak bir karşılık bulmak için çırpınır ve buna tanrı derler;bazıları da yaprağın kenarından uçuruma,sakin sakin;korkusuzca şöyle der: "hoşuma gidiyor."
*"her acı yüreğimi ikiye böler patron"dedi. "ama o kırk yaralı yürek hemen kaynar ve yara görünmez.kaynamış yaralarla doluyum ben. onun için dayanıyorum."
*"hayır özgür değilsin"dedi. "senin bağlı bulunduğun ip,öbür insanlarınkinden biraz daha uzun;hepsi bu kadar!senin patron,uzun ipin var,gidip geliyor,kendini özgür sanıyorsun."
*kusura bakma patron,ben köylüyüm,çamurların ayaklara yapıştığı gibi;kelimeler de benim dişlerime yapışıyor;sözleri eğirip incelik haline sokamıyorum,ama sen anlarsın.
*anlıyorsun,anlıyorsun ya, seni bu yiyecek. anlamasaydın mutlu olurdun. neyin eksik senin? gençsin, paran var,aklın var,sağlamsın, iyi adamsın,hiç bir eksiğin yok.tanrı kahretsin yalnız bir tane var,dedik ya;delilik. bu olmadı mı patron...
- ne başlar, neden sustun?
büyük tehlike başlar Zorba.bazılarının başı dönüp sayıklar,bazıları korkup yüreklerini sağlamlaştıracak bir karşılık bulmak için çırpınır ve buna tanrı derler;bazıları da yaprağın kenarından uçuruma,sakin sakin;korkusuzca şöyle der: "hoşuma gidiyor."
*"her acı yüreğimi ikiye böler patron"dedi. "ama o kırk yaralı yürek hemen kaynar ve yara görünmez.kaynamış yaralarla doluyum ben. onun için dayanıyorum."
*"hayır özgür değilsin"dedi. "senin bağlı bulunduğun ip,öbür insanlarınkinden biraz daha uzun;hepsi bu kadar!senin patron,uzun ipin var,gidip geliyor,kendini özgür sanıyorsun."
*kusura bakma patron,ben köylüyüm,çamurların ayaklara yapıştığı gibi;kelimeler de benim dişlerime yapışıyor;sözleri eğirip incelik haline sokamıyorum,ama sen anlarsın.
*anlıyorsun,anlıyorsun ya, seni bu yiyecek. anlamasaydın mutlu olurdun. neyin eksik senin? gençsin, paran var,aklın var,sağlamsın, iyi adamsın,hiç bir eksiğin yok.tanrı kahretsin yalnız bir tane var,dedik ya;delilik. bu olmadı mı patron...
Etiketler:
nikos kazancakis,
zorba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)