29 Mart 2012 Perşembe
11 Mart 2012 Pazar
Küçük Ağacın Eğitimi/ Forrest Carter
* “bir şey yitirdiğin
zaman yorulmak iyi gelir.”
* yumuşak bir sesle “gidişat
böyle” dedi. “yalnızca gereksinim duyduklarını al. geyik alıyorsan en iyisini
alma. en küçük ve yavaş olanını seç, o zaman geyik daha güçlü olur ve her zaman
sana et verir.”
* güldü; “yalnızca
Ti-bi, yani arı, kullanabileceğinden fazlasını depolar… bu yüzden ayı
tarafından soyulur. Rakun ve Çerokiler tarafından da… paylarından fazlasını
depolayan ve kendilerini besleyen insanlar için de bu böyledir. ellerindekini kaptırırlar. bu konuda savaşlar olur… uzun konuşmalar yaparak paylarından fazlasını
ellerinde tutmaya çalışırlar. bir bayrağın onlara bunu yapma hakkı verdiğini
söylerler… erkekler, sözler ve bıçaklar yüzünden ölürler ama Gidişat’ın
kurallarını değiştiremezler. ”
* “politikacılar”
dedi, “araştırırsanız tarihteki bütün cinayetlerden onlar sorumludur.”
* büyükbaba , aynı
şeyin, duyulara egemen olan duyguların, Yaşlı Rippitt gibi insanları da
aptallaştırdığını defalarca gördüğünü söyledi. ki sanırım öyleydi…
* büyükbaba dedi ki daha az sözcük olsaydı, dünyada bu kadar çok sorun olmazmış. bana ,özel
olarak,sorun yaratmaktan başka işe yaramayan bir sözcük oluşturmanın çok
aptalca olduğunu söyledi. ki bu da mantıklıydı. büyükbaba sesten ya da bir
sözcüğün söyleniş biçiminden, anlamından yanaydı. farklı sözcükler konuşan
insanların müziğin sesini dinleyerek aynı şeyi hissedebileceğini söyledi. büyükanne
bu fikri kabul etti çünkü birbirleriyle tam da böyle konuşuyorlardı.
* “sanırım”dedi “birçok
insanın gizli bir yeri vardır ama hiç araştırma yapmadığı için bundan emin
olamaz.”
* büyükanne, beden
aklını açgözlü ya da hırslı olma için kullanır, onunla her zaman insanları
kandırır ve onlardan nasıl maddi çıkar sağlayacağını düşünürsem ruh aklını bir
cevizden daha büyük olmayan bir boyuta düşüreceğimi söyledi.
* büyükanne, ölü
insanı kolayca tanıyabileceğini söyledi. “ölü insanlar…” dedi, “bir kadına
baktığın zaman pislikten başka bir şey görmezsin. onlar öteki insanlara baktığı
zaman kötülükten başka bir şey görmezler. ağaca baktıkları zaman kereste ve
çıkardan başka bir şey görmezler; hiçbir zaman güzellik görmezler. işte onlar
yürüyen ölü insanlardır.”
* büyükanne, gizli
yerimdeki o yaşlı,tatlı sakız ağacının da bir ruhu oladuğunu öğreneceğimi
söyledi. insanlarınki gibi bir ruh değil,ağaç ruhu olduğunu..
* her zaman arkada
kalmak bir tür yalnızlıktı.
* son kelebek çukurdan uçup gitti. büyükbaba ile mısır
soyarken bir mısır sapına kondu. kanatlarını açmadı. yalnızca kondu ve bekledi. yiyecek depolama amacı yoktu. ölecekti
ve bunu biliyordu. büyükbaba dedi ki, kelebek birçok insandan daha akıllıymış. bu
konuda üzülmezdi. amacını yerine getirdiğini ve şimdi amacının ölmek olduğunu
biliyordu. bu nedenle güneşin son sıcaklığında orada bekledi.
* ne kadar uzağa
gittiğini bilmiyorsan ,çok uzaktır. kimse bana söylememişti.
Etiketler:
çeroki,
eğitim,
forrest carter,
kızılderili,
küçük ağacın eğitimi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)