24 Ekim 2011 Pazartesi

bir entel problemi,boşluk (:


soğuk bir odada uzun zaman kalmış bir bardağa kaynar su dökülüyor.eş zamanlı,kalbimin içinde bir yerden çıtırtılar duyuyorum.birazdan suyu sızdırmaya başlayacak.malumunuz, artık kullanılamayacak.parçaları tutan ellere zarar vermediği sürece sorun yok.çünkü öldü.bir çöp kutusunda,artık yemeklere karışmış cesedi ne soğuğu duyacak ne dedikoduyla,yalanla sıvanmış bencil dudakların dokunuşlarıyla ürperecek.bir bardak için hayat gerçekten zor.çünkü raf ülkesinde ölmek için illa kırılmak gerek.
anneme bardak öldü desem kızar.
_ölmedi kırıldı.
_hayır anne öldü artık duymayacak.
_zaten duymuyordu o camdan.
_biz de topraktanız ama duyuyoruz.
_uğraşmayacağım seninle Ümmühan!
_kızma anne,ben doğruyu söylüyorum.
_al meyveleri içeri götür.
_tamam.
ama içimde demiştim,çıtırtılar var.kalbimin bir parçası çatlıyor.dikkatlice alıp çöpe atmazsam,yanında duran en değerli kısmı kesecek, belki parçalar batacak.daha fazla sızı istemiyorum.yoksa kuşlar ürkecek.
_anne allah nerde?
_her yerde kızım
_dolabın içinde bile var mı?
_her yerde dedim ya
_benim kendi kendime konuştuklarımı da duyuyor o zaman.
_düşündüklerini bile biliyor
_gerçekten mi, kuşları da o mu besliyor?
_evet
_içime nasıl elini sokabiliyor?
_nasıl yani?
_içerdeki kuşları diyorum,o mu besliyor?
_insanın içinde kuş olmaz Ümmühan
_benim içimde var anne,yoksa ben hasta mıyım?
_...
o kuşların orda olduğunu biliyorum.sarı,mor,yeşil,turuncu.artık biliyorum.hepsini allah beslemiyor.allahın beslediğinin rengi hiç birinde yok çünkü.çatlayan kuytuyu atmalıyım şimdi.kuşlar korkmadan.başka yerleri kanatmadan ve ellerime batmadan parçalar.
sessiz ol,sessiz.
işte oldu.
uyuyalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder